içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kayseri'de 24 saat

Antalya’dan Kayseri’ye uzanan bir futbol yolculuğuydu benimkisi... Antalyaspor ve Kayserispor arasında oynanacak kritik karşılaşma öncesi, Antalya basını olarak Kayseri’yi ziyaret ettik ve maçın heyecanına ortak olduk. "Kayseri'de taşların, sokakların ve surların dili olsa da konuşsa" diyerek, tarih kokan bu şehirde gezip gördüğüm yerleri Yüz Yüze Gazetesi okurları için kaleme aldım.

Kayseri'de 24 saat

Antalyaspor ve Kayserispor arasında oynanacak kritik karşılaşma öncesi, Antalya basını olarak Kayseri’yi ziyaret ettik ve maçın heyecanına ortak olduk. Antalya'nın en önemli spor gazetecileri, Kayseri’ye futbolun nabzını tutmak amacıyla bir ziyaret gerçekleştirdi. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, iki takım arasındaki kazanma arzusunu sadece sahada değil, sokaklarda da hissettim. Antalya’dan gelen gazeteciler olarak Kayseri’nin futbol atmosferini yakından görmek amacıyla şehre adeta bir keşif gezisi düzenledik ve maç öncesi şehrin havasını soluduk. Kayseri’de esen her rüzgar, binlerce yıllık bir hikâyeyi kulağımıza fısıldarken, şehirdeki pek çok tarihi yapının arasında, Bürüngüz Camii bana ayrı bir huzur verdi. Hemen anlatayım…

 

KAYSERİ'NİN HUZUR DOLU KÖŞESİ: BÜRÜNGÜZ CAMİİ

 

Bürüngüz Camii, Kayseri’nin en eski camilerinden biri. Osmanlı döneminin zarif mimarisini yansıtan bu camii, 13. yüzyıldan kalma bir yapıdır. Kayseri’nin tarihi merkezine yakın bir konumda, şehrin kalabalığından biraz uzak ama yine de kolayca ulaşabileceğiniz bir noktada yer alıyor. Dışarıdan bakıldığında, caminin ince detayları ve taş işçiliği dikkatimi çekti. Bu yapıyı bir cami olarak tanımlamak zor, çünkü o kadar zarif ve sade ki, sanki minyatür bir saray gibi hissediyorsunuz. Mavi tonlarında, gökyüzüyle uyumlu olan kubbesi ve taşlardan yapılan duvarları, hem rahatlatıcı hem de geçmişe götüren bir hava yaratıyor. Bürüngüz Camii, belki de Kayseri’nin en sakin köşelerinden biri. Eğer bir gün yolunuz düşerse, burada birkaç saat geçirmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Hem tarihle iç içe olursunuz hem de şehrin gürültüsünden uzaklaşıp, sadece kendinizle baş başa kalabilirsiniz.

 

TAŞLARIN ARASINDAKİ TARİH: KAYSERİ KALESİ

 

Kayseri’ye adım attığınızda, şehri bir başka açıdan görmek istiyorsanız, İç Kale’ye doğru bir yolculuk yapmanızı tavsiye ederim. Ben de bu tarihi yapıyı görmek için sabırsızlanıyordum ve İç Kale, gerçekten de bana Kayseri’nin derin tarihini hissettiren bir yer oldu. İç Kale, adeta bir zaman makinesi gibi, sizi geçmişin içine çekiyor. Surlarının arasında kaybolduğunuzda, her bir taşın yüzlerce yıl önce ne gibi hikâyelere tanıklık ettiğini düşünmeden edemiyorsunuz. Kayseri'nin eski şehir merkezinin tam kalbinde yer alan bu kale, surlarla çevrili bir alan ve şehrin tarihi dokusunun en yoğun hissedildiği noktalarından biri.

 

İçeri girdiğinizde, ilk dikkatinizi çeken şey surların büyüklüğü ve ihtişamı oluyor. Yüksek surlar, tarihi boyunca pek çok kuşatmaya tanıklık etmiş ve zamanın yıkımlarına rağmen hala dimdik ayakta duruyor. Bu duvarların arasındaki huzur, gerçekten büyüleyici. Yüksek surlar arasında gezdiğinizde, adeta bir zaman yolculuğuna çıkıyorsunuz. Surların her bir köşesinde, farklı bir dönemin izlerini görmek mümkün. Eskiden savunma amacıyla inşa edilmiş olan bu yapı tarihle iç içe bir huzur alanı sunuyor.

 

TARİHİN GÖĞÜS KAFESİ: KAYSERİ MÜZESİ

 

Kayseri, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir. Ancak bu zengin tarih, sadece taşlarda ve sokaklarda değil, Kayseri Müzesi’nde de hayat buluyor. Şehre gelen her ziyaretçiyi zamanda yolculuğa çıkaran bu müze, geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Kayseri Müzesi, sadece bir bina ya da koleksiyonlar bütünü değil, şehrin kültürel kimliğini yansıtan bir hazine. 2015 yılında restore edilerek modern bir görünüme kavuşan ve her yıl binlerce ziyaretçiye kapılarını açan Kayseri Müzesi, tarih meraklıları için adeta bir yaşam kitabı gibi.

 

ZENGİN KOLEKSİYONLAR VE TARİHİ DERİNLİK

 

Müzede, Kayseri’nin geçmişine dair çok çeşitli eserler yer alıyor. Hititler, Frigler, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerine ait eserlerin sergilendiği koleksiyonlar, şehrin kültürel çeşitliliğini gözler önüne seriyor. Hitit dönemine ait taş heykeller ve yazıtlar, ziyaretçileri geçmişin derinliklerine sürüklüyor. Özellikle Kayseri Kalesi çevresinde yapılan kazılarda bulunan bu eserler, bölgenin tarihi zenginliğini gözler önüne seriyor.

 

ANADOLU’NUN ALTIN DÖNEMİ: SELÇUKLU VE OSMANLI

 

Müzede yer alan Selçuklu dönemi eserleri, Kayseri’nin o dönemdeki kültürel ve sanatsal gücünü yansıtıyor. Selçuklu başlıkları, taş işçiliği örnekleri ve geleneksel zengin dokular, dönemin zarif ve görkemli havasını günümüze taşıyor. Ayrıca Osmanlı dönemi eserleri de müzede dikkat çeken diğer koleksiyonlar arasında yer alıyor. Osmanlı dönemi camları, geleneksel kıyafetler ve silahlar, tarihin derinliklerinde bir yolculuk yapmanızı sağlıyor.

 

HUNAT HATUN KÜLLİYESİ: TAŞLARDA ZARAFET SAKLI

 

Kayseri tarih turumda bir diğer önemli durak da 'Hunat Hatun Külliyesi' oldu. 13. yüzyılda Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat’ın eşi Mahperi (Hunat) Hatun tarafından yaptırılan külliye, cami, medrese, hamam ve türbeden oluşuyor. Taç kapısındaki zarif taş işçiliği, görenleri büyülüyor.

 

GEVHER NESİBE ŞİFAHANESİ: DÜNYANIN İLK TIP FAKÜLTESİ

 

Kayseri, sadece mimari değil, bilimsel miras açısından da oldukça zengin. Gevher Nesibe Şifahanesi ve Tıp Medresesi, 1206 yılında Selçuklu prensesi Gevher Nesibe tarafından yaptırılmış. Bu yapı, dünyadaki ilk tıp fakültesi olarak kabul ediliyor. Günümüzde Tıp Tarihi Müzesi olarak hizmet veriyor ve ziyaretçilerine tıbbın Orta Çağ’daki gelişimini adeta sahne sahne sunuyor.

 

TALAS: TARİH VE DOĞA EL ELE

 

Kayseri merkezine çok yakın olan Talas, Osmanlı ve Rum mimarisinin iç içe geçtiği sokaklarıyla dikkat çekiyor. Restore edilen eski konaklar, taş duvarlı dar sokaklar ve tarihi kiliselerle Talas, geçmişin izlerini doğayla harmanlayarak sunuyor ziyaretçilerine.

Tarih: 29-05-2025

FACEBOOK YORUM
Yorum