‘Falezler tehlike altında’
ŞPO Antalya Şube Başkanı Funda Yörük uyardı: Antalya’da kıyı mevzuatına aykırı yapılaşmalar nedeniyle falezlerin büyük tehlike altında olduğunu işaret eden Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Antalya Şube Başkanı Funda Yörük, ‘’Falezlerdeki betonlaşmanın önüne geçilemediği takdirde doğal yapı her geçen gün tahribata uğrayarak geri dönülemez hasarlara sebep olacak ve doğal afetlerin önüne geçilemeyecektir’’ dedi

TMMOB’a bağlı Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Funda Yörük, kıyı mevzuatına aykırı yapılaşmalar nedeniyle falezlerin büyük tehlike altında olduğunu vurguladı. Başkan Yörük, kıyı mevzuatına aykırı inşa edilmiş yapıları yasallaştıran düzenlemelerin son bulması gerektiğini belirterek, ‘’Kıyı mevzuatına aykırı inşa edilmiş yapıları yasallaştıran, kıyılarda imara aykırı yapılanmaları teşvik eden düzenlemelere son verilmedir. Kıyılarda yapılaşma baskısını teşvik eden uygulamalar, kaçak yapılaşmaların önünü açıp çevre tahribatlarına neden olmakla birlikte, kıyılardan yararlanma önceliğini kamuya veren anayasa ve kanun hükümleriyle de bağdaşmamaktadır’’ dedi.
KANUNLAR AÇIK
Anayasa’nın “Kıyılardan Yararlanma” başlığı altındaki 43’üncü maddesine göre kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu ifade eden Yörük, şunları söyledi: “Anayasa’ya göre, ‘Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.’ Bu hüküm ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca yapılan izinsiz uygulamalar, kamu yararını içermemekte, sebepsiz zenginleşmeye yol açmakta, aykırı ve kaçak yapılaşma nedeniyle işgale sebep olmakta ve kıyı alanlarında tahribat yaratmaktadır. 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 5. maddesi, 'Kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır.' der. Kanunun 6. maddesi ise 'Kıyı herkesin eşit ve serbestçe yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, hendek, tel örgü vb. engeller oluşturulamaz.' ifadesini içerir. Bu kanuna göre, kıyı kenar çizgisi altında kalan tüm deniz ve kara alanları devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, kamuya açık alanlardır.”
YÖNETİM PLANLARI OLUŞTURULMALI
Falezlerin korunmak için sit alanları olarak ilan edildiğini ancak bu alanların yeterince korunamadığı için kent siluetine yakışmayan yapılaşmaların ortaya çıktığını ifade eden Başkan Yörük, ‘’Falezlerin başlangıcı olan Konyaaltı Varyantından başlayarak Lara Düden Çayının denize döküldüğü alana kadar tüm falez kıyı bandı güzergahını incelendiğinde Falez kıyı alanlarının Atatürk Parkı bölümü; Kesin Korunacak Hassas Alan, Yat Limanı kısmı; Kentsel Sit Alanı, Karaalioğlu Parkı bölümü; 1’inci Derece Doğal Sit Alanı, Düden Çayından falezlerin doğu bitimine kadar olan kısmı ise; Kesin Korunacak Hassas Alanı, Falez Kıyı bandının Kesin Korunacak Hassas Alanın kuzey yönündeki kısmının ise Nitelikli Doğal Koruma Alanı olduğu görülmektedir. Falezler ile denize paralel şekilde yer alan yol akslarının ve yeşil alanların yer yer devamlılığının yapılarla engellendiği görülmektedir. Falezler üzerindeki bazı yapılar, tüm suyollarının denize ulaşmasına engel olmaktadır. Bu da zamanla daha büyük afetlere sebep olabilecektir. Atatürk Parkı içerisindeki falezlerin üstündeki yapılaşmaların görsel ve estetik yönden ortak gösterim dil birliği ile birleştirilerek doğal dokuya uyumlu hale getirilmesi ve alanda alan yönetim planlarının oluşturulması gerekmektedir’’ ifadelerini kullandı.
‘EN FAZLA 4-5 PLAJ OLMALI’
Konyaaltı Varyanttan Yat Limanı Tarihi Mermerli Plajına kadar yaklaşık 2 ila 2,5 km’lik sahil bandında yapılmış herhangi bir plaj bulunmadığını ancak Yat Limanından Karpuzkaldıran Plajı’na kadar yaklaşık 11 km sahil bandında aktif kullanılan/kullanılmayan 20’nin üzerinde plaj alanının yer aldığını söyleyen Yörük, ‘’Eğer bu alanlarda bir matematiksel oran düşünürsek 2,5 km sahilde 1 tane plaj var ise, 11 km’lik sahil bandında en fazla 4 veya 5 adet plaj olması gerekliliği ortaya çıkmaktadır’’ diye konuştu.
‘ANTALYA’YA YAKIŞMIYOR’
Başkan Yörük, falezlerden denize iniş için yapılan merdivenler, rampalar ve kule şeklindeki asansörlerin doğal morfolojik yapıyı bozduğunu vurgulayarak, “Bu yapıların kontrolsüz kullanımı hem görsel hem de atıksal kirliliğe neden olmaktadır. Kent estetiğine aykırı beton plajlar ve doğal dokuya uyumsuz plaj malzemeleri, falezlerin estetik görüntüsüne ve doğal yapısına zarar vermekte, yangın gibi tehlikelere de açık hale getirmektedir. Ayrıca, kullanılmayan ve atıl haldeki yapılar, iskeleler ve beton istinat duvarları görüntü kirliliği yaratmakta, plajların yüksek sesli müzik anlayışı ve ışıklandırmaları ise ses ve ışık kirliliği oluşturarak falezlerin doğal dokusuna zamanla daha fazla zarar vermektedir. Bu durum, Turizmin başkenti Antalya’ya yakışmamaktadır. Antalya kenti, turizm sektörünü geliştirmek için denizden faydalanacaktır ancak turizm adı altında, dünyada eşi benzeri çok az görülen ve nadide dokusu olan falezlere zarar verilmemelidir’’ diye kaydetti.
KORUMA VE PLANLI YAKLAŞIM ŞART
Falezlerin korunması için bilimsel, planlı ve koruyucu bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini ifade eden Başkan Yörük, ‘’Yapılan kıyı yapılarının falez dokusuna zarar verdiği göz önünde bulundurulduğunda; her noktadan denize inilmemeli, canı isteyen ‘Arkada işletmem var’ diyen herkese deniz üstünde iskele şeklinde plaj kullanım izni verilmemelidir. Bütünleşik kıyı düzenlemesi kapsamında bilimsel ve korumacı yaklaşımlar dikkate alınarak yapılacak plaj yerleri tespit edilmeli ve bu alanlar düzenli olarak kontrolü yapılarak denetlenmelidir. Gecekondu görüntüsü niteliğindeki birçok yapının bulunduğu falez kıyı bandında; kötü örnekler temizlenmeli ve bir an önce nitelikli, doğal yapıya uyumlu dokunuşlara yer verilmelidir’’ diye konuştu.
KORUNMAZSA ÇOK KÖTÜ OLACAK
‘’Antalya Falezleri, kireçtaşı ve dolomit gibi tortul kayaçlardan oluşmuş ve falezler deniz seviyesinden yükselerek keskin, sarp kayalık oluşumu ile dramatik bir manzaraya sahip olup milyonlarca yıl süren erozyon ve deniz hareketlerinin bir sonucu olarak şekillenmiştir’’ diyen Yörük, ‘’Böylesi jeolojik açıdan ilginç doğa harikası falezler mutlaka korunmalıdır. Falezlerdeki betonlaşmanın önüne geçilemediği takdirde, doğal yapı her geçen gün tahribata uğrayacak. Bu durum geri dönülemez hasarlara ve zararlara sebep olmakla birlikte doğal afetlerin de önüne geçilemeyecektir’’ diye konuştu. Başkan Yörük ayrıca ‘’TMMOB Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi olarak kentimizde telafisi güç veya imkânsız zararlar oluşmaması için doğal morfolojik yapıya zarar verecek her türlü yaklaşımın karşısında olduğumuzu ve şehircilik ilke ve esaslarını dikkate alarak, kamu yararı gözeterek, doğa ile barışık, daha yaşanabilir kentler oluşturabilmek için doğamızı savunmaya devam edecek olup bu konuda mücadelelerimizi sürdüreceğimizi tüm kamuoyuna saygıyla ile duyururuz’’ diyerek işbirliğine hazır olduklarını ifade etti.
İlayda ZEYBEK
Tarih: 14-07-2024